Ünlü mimar ve tasarımcılardan öğrendiklerimiz: Ludwig Mies van der Rohe

Homify Homify
iBarzaghi - naturalmente scelti, ildoppiosegno ildoppiosegno Salas de estar clássicas
Loading admin actions …

Homify ekibi olarak sizlere mimari ve dekorasyon hakkında birbirinden güzel örnek tasarımlar ve öneriler bulabileceğiniz yüzlerce yeni fikir yazısı sunduk. Mimari ve dekorasyon hakkında az çok fikir sahibi olabilmek için örnek tasarımlar incelemek yeterli olmayacaktır. Yapı ve mimari dünyasına yön veren ünlü mimar ve tasarımcılar hakkında fikir sahibi olmak da elbette ufkunuzu genişletecektir. Bu yazımızda sizlere modern zamanların en önemli mimar ve tasarımcılarından biri olarak kabul edilen Alman asıllı mimar Ludwig Mies van der Rohe hakkında kısa bilgiler vereceğiz. Mies'ın, modernist anlayışa yön veren stilini ve minimalist akımın en güçlü ögeleri olarak gösterilen eserlerini büyük bir zevkle okuyacağınıza inanıyoruz.

1886 – 1969 yılları arasında yaşamış olan ünlü mimar Ludwig Mies'ın mimari stili, temel olarak Rus konstrüktivistlerinden ve Hollandalı “de dtijl” akımından etkilenmiş olsa da, cam ve çeliği ağırlıklı kullanımı ve basit işlevsel biçimleri ile modernizmi temsil eder. Mies'ın ünlü mottosu “Less is more” yani “Az çoktur” önermesi modernizm için yapılmış en başarılı tanımdır. Yaşamı boyunca 50'den fazla mimari yapıya imza atmış olan Mies aynı zamanda mobilya tasarımları ile de tanınır. Az ve öz ilkesine göre tasarladığı yapıları, tasarım dünyasına yön veren “Tanrı detayda gizlidir” gibi ünlü sözleri ile Mies mimarlık dünyasının en önemli isimlerindendir. Bir dönem, “Biçim işlevi izler” sloganı ile yapı dünyasının manifestosunu yazan Bauhaus'da yöneticilik de yapmıştır.

1929 Barselona Dünya Sergisi için tasarladığı Alman Pavyonu (Barcelona Pavilion) Mies'ın başyapıtlarından biridir. Uluslararası Üslubun en önemli örneklerinden sayılan bu yapıda, taşıyıcı ve bölücü yapı ögeleri birbirlerinden ayrı ve bağımsız bir düzenleme içinde yer alır. Pavyonun düz çatısı artı biçimindeki krom kaplı ince çelik taşıyıcılar tarafından taşınır. Aralarına işlevleri yalnızca bölmek olan ince duvarlar yerleştirilmiştir. Bu yolla Mies yepyeni bir mekan düzeni gerçekleştirmiş, taşıyıcılardan bağımsız olan bölme duvarlarıyla yapının çatısı altında tek bir bütün oluşturan, birinden ötekine akarak geçen bir mekanlar dizisi yaratmıştır. Alman pavyonu dışında Farnsworth Evi, Bacardi Ofis Binası, Lafayette Kuleleri, Illinois Institute of Technology (IIT) için The Crown Hall, Museum Of Fine Arts gibi onlarca dev yapıya imza atmıştır.

Mies'ın yön verdiği, 20. ve 21. yüzyılın en önemli mimarı akımlarından biri olan Modernizm, basit ve sade geometrik biçimlerin az sayıda renk ile buluşturulduğu, işlevsel yapıları barındırır. Son dönem mimari akımlar hakkında daha detaylı bilgi edinmek için “20. ve 21. yüzyılın en önemli mimarı akımları” başlıklı yazımıza da bir göz atmanızı tavsiye ederiz.

Biçim için işlevselliği feda etmeyin.

homify

Bu fotoğrafta Ludwig Mies'ı IIT için tasarladığı ünlü The Crown Hall maketi önünde görüyorsunuz. 1938 – 1958 yılları arasında yöneticiliğini yaptığı ITT Mimarlık Fakültesi için tasarladığı The Crown Hall, çelik ve cam malzemelerin kullanıldığı sıradışı sadeliğiyle mimarlık derslerinde gösterilen örnek yapılardandır. Mies “İlginç olmak istemiyorum, iyi olmak istiyorum” sözü ile işlevselliği biçimin önüne koyduğunu açıkça ifade eden mimarlardandır. Mies'e göre işlev-biçim uyumu ancak belli bir süre için geçerlidir. İşlevlerin değişmesiyle bu uyum da ortadan kalkacaktır. Bu nedenle bir yapı çeşitli işlevleri barındırabilecek bir biçim içinde tasarlanmalıdır. The Crown Hall (1956, Chicago) bu düşüncelerini uyguladığı bir yapıdır. Tek bir mekandan oluşan yapı, çelik iskelet taşıyıcılarıyla, hafif ve hareketli bölme duvarlarıyla gereken işlevlere göre bölünebilme olanağına sahiptir.

Bir projeye başlamadan önce ihtiyaçları tam olarak anlayın.

'Barcelona' Bauhaus coffee table BY L. M. Van der Rohe homify Salas de estar modernas Bancadas e bandejas

“Bir mimar tasarlayacağı evde yaşayacak insanları tanımalıdır, onların ihtiyaçlarını tam olarak kavradıktan sonra gerisi gelir.” Bu söz Mies'ın öğrencilerine verdiği tavsiyelerden birinin özetidir. İhtiyaçları karşılayacak şekilde yapılan tasarımların çok daha kullanışlı olacağını gösteren Mies, ikonik bir tasarım olan Barcelona Chair'ın da yaratıcısıdır. İlk olarak Alman pavyonunda tanıtılan, koltuk ve puftan oluşan bu set sadeliğin, fonksiyonelliğin ve şıklığın birleşimidir.

Projeye başlarken aklınızda net bir fikir olsun.

'Barcelona' modern occasional table BY L. M. Van der Rohe homify Salas de estar modernas Bancadas e bandejas

Mies parlak fikirlerin peşinden koşan bir tasarımcıydı. Ortaya başarılı işler çıkarmak için tek bir iyi fikrin peşinden koşmak gerektiğine inanıyordu bunu “Sadece tek bir fikir ile yola çıkmak daha iyidir. Eğer bu fikir parlaksa onun için savaşırsın ve işleri halletmenin en iyi yolu da budur.” sözleriyle ifade etmiştir. Onun başarısından ilham alan herkes net bir fikir ile projeye başlamanın önemini bilir. Mies tasarımı olan bu orta sehpa Barcelona pavyonunda sergilenen tasarımlardan biri.

İşin başından sonuna kadar bütün detaylarına özen gösterin.

Mies tasarımda detayın önemini birçok kez vurgulamış bir mimardır. Ona göre; “Mimarlık iki tuğlayı özenle bir araya getirdiğinizde başlar”. Çalışmalarının hemen hepsinde detaylara gösterdiği özenle bilinen Mies, en yalın tasarımların bile küçük detaylarla zenginleştirilebileceğini savunur. Ancak Mies'ın bu modernist yaklaşımını sıkıcı bulan mimarlar da vardır. Onun ünlü “Less is more” mottosuna “Less is bore (az sıkıcıdır)” diyerek cevap veren Amerikalı postmodernist mimar Robert Venturi gibi.

Doğaya saygıyla yaklaşın.

Mies'ın ünlü sözleri arasında, doğaya duyduğu hayranlığı ve saygıyı dile getiren birçok önerme bulabilirsiniz. Mimari yapıların renk ve biçimleri ile doğanın ahengini bozmaması gerektiğini savunan Mies, aynı zamanda doğa ile bir bütün içerisinde yaşayabilmenin yollarını da aramaktan bahseder. Mies tasarımlarından ilham alınarak yaratılan bu mobilyalar natürel görünümleri ile çalışma odalarınıza zevk katabilir.

Tarihi yapılara saygı duyun ama yeniden yaratmayın.

Ewan Cameron Architects imzası taşıyan bu ev ise Mies'ın ünlü Farnsworth Evinden esinlenilerek tasarlanmış. Mies'ın ünlü Dr. Edith Farnsworth için inşa ettiği ev modern mimarlığın en önemli örneklerinden biri olarak gösterilir. Evin tümüyle cam olan ve dikdörtgen prizması biçimindeki bu yapısı Fox Nehri’nin yerleşime ayrılmış üç bölgesine bakmaktadır. 1951'de tamamlanan Farnsworth evi Mies'ın imzası gibidir.

Precisa de ajuda com um projeto em sua casa?
Entre em contacto!

Destaques da nossa revista